Gazetemiz Köşe Yazarı Ömer Kıvanç'ın '“ÖTMÜŞ” “ÖTTÜRMÜŞ” ÜZERİNDEN BÜYÜK MİRASI HARCAMAK' adlı köşe yazısı.

Bir mesele var…
Ötmüş,
Öttürmüş,
Halk arasında bu sözün kullanma biçimi bakımından birkaç versiyonu var.
Bunların en çok kullanılanı birinin suçu ve suçlularla ilgili beyanını anlatmak kullanılanıdır. O durumlarda “ötmüş” şeklinde anlatımı yapılır.
Ötmek, bilindiği gibi bir kişinin bizzat kendisi tarafından yapılan eylemdir. Ötmüş dediğinizde, bu birinin kendi sesini çıkarması, söylemde bulunması manasına gelir.
Öttürmek ise bir kişinin kendi eyleminin yanı sıra başkası tarafından da yapılabilecek bir eylemi anlatır. Örneğin; “kavalı öttürmüş” gibi bireyin kendi eylemini ya da sorguda konuşmayan birini konuşmasını sağlandığını anlatan “Sorguda öttürmüşler” gibi başkası tarafından gerçekleştirilen eylemi ortaya koyar.
Hayatımızın her aşamasında hem öten hem de öttürülmüş çok şeye şahit olmuşuzdur bu nedenle…

Gazetecilikte ise esas olan erken ötmektir.
Yani;
Edindiği bir bilgiyi ilk paylaşan ve haber yapan veya yazısına taşıyan kişi kurum kuruluş aktif ve değer görür. Buna gazetecilik başarısı denir. Bir gazetenin herkesten önce edindiği bilgiyi yazması paylaşması onu önceler ve değerli kılar.
Gazeteci edindiği bilginin dedikodusunu yapmaz, oturur gazetesinde yazar. Bu bilgiyi kamuoyu ile paylaşır. Kamuoyu o bilgi üzerinde doğruluğu veya yanlışlığı durumunda ona göre karşısında ki gazeteciyle güvenir veya güvenmez.
Yıllardır gazetecilik yaparım.
Şehrin en eski bir gazetecisinden birisiyim.
Gazetemizde ülke genelinde bile ilk sayılacak kulis bilgilerinden manşet haberler yaptık. Kurulduğu günden bugüne kadar seçimlerde sonuçla ilgili yorum haber, kulis haber tarzında birçok manşete imza atıldı.
Muhataplarının hiç birisi “Ötmüş, öttürmüş” tarzında siyasi ve insani ahlak ölçülerini zorlayacak şekilde söz etmedi.
Tartışıldı, yalanlandı, doğru değil diye toplantılar yapıldı. O açıklamaları da aynı biçimde gazete de yayınlamayı da ahlaki değer gördüğümüz için yayınladık.
Bir kişinin sözü, söyledikleri, sözleriyle ima ettikleri aslında o kişinin ufkunu, derinliğini ve nasıl bir yönetim vasfına sahip olduğunu da anlatır.
Seçtiğimiz kelimeler, toplumun bizi nasıl algılaması gerektiği boyutunda da önemli bilgiler sunar.
Hele ki birtakım makamlara talip olanların kullandıkları kelimeleri kırk kez düşünmesi gerekir. Hz. İsa’nın çok güzel bir sözü vardır; “Söz ağzınızdan çıkana kadar sizin esirinizdir, ağzınızdan çıkınca sözünün esiri olursunuz”
“ötmüş” ve “öttürmüş” kelimelerini seçerek, tercih ederek, anlamlarını bilerek kullanmış kişi de artık bu sözünün esiridir.
Ancak bu sözü söyleyene şunu da bilmesini isterim; temiz, pırıl pırıl ve iyi bir geçmişe sahip olan, ki aralarında çok yakın dostlarımda bulunan, edep ve ahlak hassasiyeti yüksek aynı soyadı taşıyan birçok kimse var. En az 40 yıllık abim hükmünde olan bu kişilerle bu sözü söyleyeni düşündüğümde onların dizinin dibine oturup ders alması gerektiğini hatırlatırım.
Aynı soy isimle tanıdıklarımın her birisi gözümün önünden geçince söylenecek tek söz kalıyor; soyadı gibi büyük bir miras, küçücük iki kelime ile harcanmamalı.