Ceza suça endeksli tayin edilir

'Kur'an'da Suç-Ceza Denkliği' başlıklı ilk semineri İslami İlimler Fakültesi Fıkıh Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Adem Yıldırım sundu. Sunumda Yrd. Doç. Dr. Yıldırım, Kur'an'da suç ve ceza arasında birbirleriyle uyumlu, biri diğerini çağrıştıran bir yapının varlığından bahsederek, 'Suç ve ceza birbirinden ayrılmaz iki kavramdır. Bir suça ceza tayin edilirken, cezanın suçtan bağımsız ele alınamayacağı, cezanın ancak suça endeksli olarak tayin edilebileceği, adaleti ve olası mağduriyetleri gidermenin ancak bu ilkenin icrasıyla mümkün olabilir.' dedi.

Liseliler anlattı, öğrenci ve velileri dinledi
Liseliler anlattı, öğrenci ve velileri dinledi
İçeriği Görüntüle

Suçun cinsine göre tespit edilir

Yrd. Doç. Dr. Yıldırım, İkinci husus olarak, Kur'an'da konuyla ilgili yer alan on ayet ele alınarak, ayetlerde geçen 'misl/denklik' kavramından söz etti. Yrd. Doç. Dr. Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: 'Suçla cezayı birbirine bağlayan, birinin diğeri ile denkliğini sağlayan 'misl' kelimesinin ilgili ayetlerde her defasında tekrar edildiği, cezanın ancak suçun miktarına, suçun şekline ve suçun cinsine göre tespit edileceği, böylelikle suç-ceza dengesinin sağlanabilir. Diğer taraftan, suç-ceza arasındaki misliyetin/denklik üç şekilde kurulabilir. Buna göre ceza, ya suçun aynısıyla, ya zıddıyla ya da mümasiliyle tezahür edebilir.'

Örnekler verildi

Üçüncü başlık olarak, Kur'an'da geçen bazı kıssalar örnek veren Yrd. Doç. Dr. Yıldırım, suç-ceza dengesinin nasıl kurulduğunun pratik örneklerini gösterdi. Örneklerde Hz. Adem'in kendisine yasaklanan emri çiğnediği bunu yaparken iki beklentisi olduğu, onların da 'ebedilik ve sınırsız saltanat' olduğu, ona verilen cezanın da suç işlerken gözettiği amaçla ters orantılı olarak 'sınırlı hayat ve sınırlı mekan' olarak tezahür ettiği vurgulandı. Yine Yunus as örneği üzerinde duruldu. Özgürlük isteğiyle görev mahallini terk eden ve oradan ayrılan Hz. Yunus'un bu davranışında, suç işlerken gözettiği amacın tersine bir ceza olarak onun balığın karnında, sınırlı bir mekanda tutsak olduğu böylece suçuyla ters orantılı ama suçun misli/dengi bir ceza ile cezalandırıldığı ifade edildi. Diğer taraftan, Hz. Peygamberi Mekke'den çıkartan müşriklerin hayati bir suç işledikleri, inananları Mekke'den çıkarma suçunun karşılığı olarak 2 yıl sonra Bedir savaşında elebaşlarının öldürülmesiyle onların da Mekke'ye girememe şeklinde suçun misli/dengi bir ceza ile cezalandırıldıkları örneği verildi.

Günümüz suç ve ceza dengesi tartışıldı

Sunum, günümüz hukuk sistemine yapılan bazı atıflar ve eleştirilerle devam etti. Buna göre, günümüz dünyasında suçla ceza arasında olması gereken doğal/fıtrî dengenin gözetilmediği, böylelikle hem failin, hem mağdurun hem de toplumun ciddi adaletsiz uygulamalarla karşı karşıya kaldığı üzerinde duruldu. Örneğin, mali suçlara özgürlüğün kısıtlanması şeklindeki hapis cezası verilmesinin suç-ceza dengesizliği oluşturduğu, oysaki mali suçun cezasının ancak mali ceza şeklinde verilebileceği, adaletin ancak böylelikle sağlanabileceği, diğer taraftan bu ilkenin genel önlemeyi ve mağdur haklarını koruyacak doğal önlemleri de içerisinde barındırdığı vurgulandı. Bir saatlik sunum, soru-cevapların ardından bir sonraki Çarşamba günü saat 15:00'te ve aynı salonda yeni bir hocanın sunacağı yeni bir sunum daveti ile sona erdi.

Muhabir: Manşet Gazetesi