Kırıkkaleli Gençler “110. Yılında 110 Bin Gençle: Bir Destandır Çanakkale” Projesi Kapsamında Yola Çıktı
Kırıkkaleli Gençler “110. Yılında 110 Bin Gençle: Bir Destandır Çanakkale” Projesi Kapsamında Yola Çıktı
İçeriği Görüntüle

Öztürk’ün aktardığına göre o dönem sofraların temelini bulgur, yoğurt ve tahıl ürünleri oluşturuyordu. Et ise daha çok akşam yemeklerinde ve özel günlerde tüketiliyordu. Sabahları genellikle tarhana veya mercimek çorbası, yufka ya da tandır ekmeği ve yoğurt/çökelek ile yapılan hafif ama doyurucu kahvaltılar tercih ediliyordu. Tarlada geçirilen öğle vakitlerinde bulgur pilavı, ayran ve kurutulmuş et sofraların vazgeçilmezleri arasındaydı.

İkindi vakitlerinde “gavurga” adı verilen kavrulmuş buğday ve nohutun yanı sıra pekmez ve kuru üzüm tüketilerek enerji sağlanıyordu. Günün en önemli öğünü olan akşam yemeklerinde ise aile sofralarında etli yahni, sebzeli bulgur yemekleri, yoğurt ve mevsim sebzeleri öne çıkıyordu. Kış aylarında ise tarhana çorbası, sütlü bulgur aşı, pekmezli tatlılar ve un helvası soğuk geceleri ısıtan özel lezzetler arasında yer alıyordu. Şef Asiye Öztürk, bu düzenin hem doğayla uyumlu hem de dönemin zorlu yaşam koşullarına uygun bir beslenme kültürü sunduğunu belirtti.

Muhabir: Burak Çalışkan