1 NİSAN´IN ÖNCESİNDE!..

Erbaa:

Tokat´a bağlı 92 642 nüfusu ile Türkiye ortalamasında bir Anadolu ilçesi.

Doğru düzgün herhangi bir devlet işletmesi yok!..

Yatırım yok,

Yatırımı gerektirecek meşhur bir nesnesi veya maddesi yada madeni yok işlenecek...

Ama

Eski para ile 111 trilyon küsur milyar borcu var belediyesinin.

sabah akşam süpürsen Erbaa sokaklarını,

altın döşesen kaldırımlarına,

uzaktan kumandalı klozetler taktırıp lebiderya gider koysan ucuna, yine bu kadar borç olmaz öz kaynaklar tüketildikten sonra.

 Tunceli:

Yaklaşık iki yıl evvel atanan kayyum, 68 küsur trilyon borç devretmiş Komünist başkana, başkan arayıp geziyor  “nereye nasıl harcadınız parayı da biz göremiyoruz” diye.

Burnumuzun dibinde Kırşehir:

yirmi yıl önce ne ise bu günde hala o...

belki bir iki bina-mina yapıldı, kaldırımlar her yerde olduğu gibi sökülüp takıldı tekrar ama, hacim olarak zerre genişlemedi ama borç hariç,  470 trilyon küsür milyar civarında...

Diyarbakır:

hepimiz gördük seyrettik youtup kanallarından altın varaklı makam odasını ve arkasına yapılmış o muhteşem banyo ve yatak odasını...

yine youtup kanallarında,

İstanbul büyük şehir  belediyesinde 80 bin,

Ankara belediyesinde 36 bin,

Antalya belediyesinde 5 bin haramzadenin 'reis bizi Afrin´e götür' derken, aslında belediyenin parasını götürdüğü yazılıp çiziliyor...

ihaleler,

Yahşihan’da emekli personellere veda programı
Yahşihan’da emekli personellere veda programı
İçeriği Görüntüle

bağışlanan arsalar,

ayni-nakti yardımlar,

hesapsız-karşılıksız ödemeler!...

yahu,

Zeytinburnu belediyesi 15 bin kişiyi gezdirmiş durmuş Bursa, Konya, Urfa falan ama hangi araçla gezildi doğru düzgün isim de  plaka yok ortalıkta.

hele fakir ve yoksul çocukların sünneti var ki binlerle ifade edilen, yazılacak isim bulamamışlarda bir çocuğun çükünü üç kez kesilmiş  gibi göstermişler aynı isimle...

demem ve inancım o ki,

Beytülmalın emanet ve kullanıcıları  için hiçbir şey,

  1 Nisan´ın öncesinde olduğu gibi olmayacak bundan sonra.

Gördük ve şahit olmaya devam ediyoruz ki,

Uzun süre oturduğu koltuktan kalkmak istemeyenlerin en büyük nedenleri, koltuğun rahatlığı değil,   altlarına yığdıkları pisliğin koku ve görüntüsünün etrafa yayılmasıymış.

Muhabir: Manşet Gazetesi