MAHKEMELİK OLDULAR
Ülke gündemini uzun süredir meşgul eden fahiş kira ve kira artışı talepleri sık sık mahkemelik oluyor. Ev sahiplerinin hayat pahalılığından şikayetçi olarak kiracılardan fahiş fiyat istemesiyle ilgili tartışmalar sürerken, Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan emsal bir karar çıktı. Ev sahibi ile kiracının anlaşamaması nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan “Kira Bedelinin Yeniden Tespiti” davasında, yerel mahkeme kısmen kabul, kısmen ret yönünde karar verdi. Davalı kiracının itirazı üzerine dava Yargıtay’a taşınırken, Yargıtay kararı bozma yönünde karar verdi. Dosya yeniden Yerel Mahkemenin önüne gelirken, yerel mahkeme kararda direnme yönünde karar verdi. Davalı kiracı tekrar kararı temyiz edince devreye Yargıtay Genel Kurulu girdi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise açılan dava hakkında verdiği karar ile emsal bir karar oluşturdu. Emsal karara göre ev sahipleri fazla ilişkin haklarını artık saklı tutamayacaklar. Kırıkkale’de sık sık gündeme gelen ve Kırıkkale Adliyesinde en çok açılan davalar arasında yer alan Kiracı Ev sahibi çekişmeleri bu kararla yeni bir boyut kazandı.
İŞTE EMSAL KARAR
“Hâkim, bu davalarda kanun, içtihadı birleştirme kararları ve Yargıtay içtihatları ile belli edilen yöntemlere uygun olarak kira bedelinin tespiti yoluna gitmek zorundadır. Somut olaya gelince, davacı ile davalı arasında 5 yıllık sözleşme imzalanmıştır. Kira sözleşmesinin 3. maddesine göre kira bedelinin ilk yıl için 4 bin 500 TL olarak belirlendiği, sonraki yıllarda kira bedelinin (ÜFE+TEFE)/2 oranında artırıldığı, sözleşmenin 3. maddesinin son fıkrasında tarafların ilk üç yılın sonunda kira bedelinde yapılacak olan artışa ilişkin mutabakata varamazlar ise kira bedeli artışının bilirkişi marifeti ile tespit ettirileceğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Ancak davalının kira bedeli konusunda ortak mutabakata varılmaksızın 3. yıl için 5 bin 693 TL ödeme yaptığını ileri sürerek taşınmazın kira bedelinin aylık 8 bin TL olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Islah dilekçesi ile de davayı brüt 8 bin TL kira bedeli üzerinden açtıklarını belirterek, kira bedelinin brüt 9 bin 200 TL olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Daha önce de belirtildiği gibi kira bedelinin tespiti davaları kendine özgü bir dava olup, inşai davalar sonunda verilen kararlara yakın bir niteliktedir. Bu davalarda sadece ilgili kira döneminde geçerli olacak kira bedelinin tespiti istenir ve kira bedelinin tespiti davasının sınırlı bir konusu vardır. Dava sonucunda hâkim, ileriye yönelik olarak bir yıllık süre zarfında uygulanacak olan kira bedelini belirler ve kira sözleşmesinde yer alan kira bedeli, hâkim kararı ile değiştirilmiş olur. Davanın bu niteliği gereğince kira bedelinin tespitine ilişkin talep bölünemez ve kira bedeli davacı tarafından bir seferde açık ve net olarak istenilmesi gerekir. Diğer bir anlatımla kira bedelinin tespiti davalarında fazlaya ilişkin haklar saklı tutulamaz ve saklı tutulan bu hakla ilgili olarak ıslah talebinde bulunulamaz. Öte yandan kira bedelinin tespitine ilişkin talep dava dilekçesinde belirtilen döneme ilişkin olduğundan, ıslahla bedelin artırılması durumunda ise daha sonraki bir dönemi kapsayacak şekilde talepte bulunulmuş olur ve bu da kira bedelinin tespiti davalarının niteliğine aykırıdır. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir."
Haber: Çağlar Atmaca