KESKİN SEÇİMİ!..
“Hayır” gibi görünen işler bazen “şer”,
“Şer” gibi görünenler ise “hayra” vesile olabiliyor hayatın olağan akışı içerisinde …
Meşhur hikaye:
Soğuktan donmakta olan minik serçenin üzerine ineğin biri sıçar. Sıcaklığı ile donmaktan kurtulan serçeyi az sonra içinde bulunduğu pislikten tilki çıkarır ve sonrasında onu yiyerek bir güzel karnını doyurur.
Kıssadan hisse!..
Her üste sıçan gerçekte kötülük yapmış sayılmaz kişiye,
Her pislikten temizleyip çıkaranda iyilik yapmış olmaz…
Siyaseten örnek verecek olursak eğer yakın tarihimizden,
Turgut Özal mesela…
1979 seçimlerinde İzmir millet vekili olsaydı selamet partisinden, ki, olamadığında çok üzüldüğü kendi beyanıdır, 12 eylülle birlikte yasaklılar listesine girecek, ne anavatan partisi olacaktı sonucunda, nede kendisi sekiz yıl başbakanlıktan sonra reisi cumhurluk yapabilecekti.
Tercihli oyların yanlış sayıldığı savı ile kendi partisinin adamı (Refah Partisi) tarafından itiraz edilmeyip oylar tekrar sayılmasaydı şayet, Recep Tayyip Erdoğan mazbatasını almış, millet vekili olarak yaşamına devam edecek, belki de refah partisinin kapatılmasıyla birlikte ömür boyu siyasi yasaklı kalabilecekti ve tıpkı Turgut Özal gibi o da şimdi bulunduğu noktaya kadar gelmemiş- gelememiş olacaktı.
İ. Melih Gökçek!..
Bir önceki seçimde 60 bin oy önde giden Mansur Yavaş´ın elinden oğlu Osman Gökçek ve adamlarının seçim kuruluna yaptığı operasyonla 30 bin oy farkla aldığı açıklandığında, “hayır” olacak sandı kendi ve Ankaralılar için, bağırta bağırta, birde ağlata ağlata aldılar altından makamı, dalga geçerken rakibi ile, dalga geçilen oldu bebelerin dilinde bile…
Ekrem İmamoğlu, anasının ak sütü ve milletin teveccühü ile kazandı İstanbul seçimini.
Şaşırdı,
Afalladı,
İnanamadılar 25 senedir İstanbul´un sevk ve idaresini elinde bulunduranlar…
Ve
Dünya hukuk tarihine “garabet” olarak geçecek ve Türk insanının adalete güvenini yerle yeksan edecek bir kararla seçimi iptal ettirdiler.
Gelelim Keskin´e!..
Bana göre Keskin seçimi, yaşanılan garabetin ilk ayağı…
Yani İstanbul seçimine gerekçe,
İstanbul seçimini gölgeleme işlevinin ana teması…
Keskin´i yıllardır AKP yönetmekte,
Ve Kırıkkale yönetimi genel olarak Keskin siyaseti ile sevk ve idare olmaktadır.
Keskin seçimi de kaybedildiğinde tıpkı İstanbul da olduğu gibi şaşırdı, afalladı, inanamadı iktidar sahipleri.
Halbuki normal demokrasilerde kaçınılmaz sonuçtu
Susuz,
Yatırımsız,
Öz kaynakların hovardaca kullanılması ile yıprananların seçim kaybetmesi,
Ama
Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali allem edip kalem edip orda da seçimi iptal ettirdiler…
Başa dönecek olursak!..
Tıpkı yukarda verdiğim örneklerde olduğu gibi bu gün seçimin iptali ile mutlulukları tavan yapanların, hayatın normal akışına hile-i desise ile müdahele etmeleri kendilerine mutluluk getirmeyecektir yarınlarda.
Ve
Hak-adalet tecelli edecek neticede,
Bu gün üzülenler, (Ekrem İmamoğlu ve Necati Alsancak) mutlulukları yaşayacaktır, eminim o günlerde…
