Ankara’da boşanma aşamasındaki eşi tarafından öldürülen kadının ailesi, aldatma iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Saldırganın mal paylaşımı yapmamak için boşanmak istemediğini ileri süren aile, hukuk mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.

Olay, dün akşam 18.00 sıralarında Keçiören ilçesi Sancaktepe Mahallesi Sivaslılar Caddesi’ndeki bir apartman dairesinde meydana geldi. Alınan bilgilere göre, Hüseyin Ünal (53), boşanma aşamasındaki eşi Müesser Ünal’ın (42) ikamet ettiği eve gitti. Evin önüne pusu kuran Hüseyin Ünal, kendisini aldattığını iddia ettiği eşine, kızının da evde bulunduğu esnada pompalı tüfekle ateş etti. Daha sonra kendisini polise ihbar eden Ünal, eşini öldürdüğünü söyledi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Hayatını kaybettiği belirlenen Müesser Ünal’ın cenazesi çalışmaların ardından Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Silahıyla birlikte yakalanan Hüseyin Ünal’ın ise emniyetteki işlemlerinin devam ettiği öğrenildi. Adli Tıp Kurumundaki işlemlerin ardından cenazesi ailesi tarafından teslim alınan Ünal için Sincan’da yer alan Cimşit Mezarlığı Camisi’nde öğle namazını müteakip cenaze namazı kılındı. Ünal’ın naaşı namazın ardından gözyaşları arasında toprağa verildi.

Aileden aldatma iddialarına yalanlama

Olayla ilgili konuşan Müesser Ünal’ın yakınları, aldatma iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve iftiradan ibaret olduğunu belirtti. Saldırganın mal paylaşımı yapmamak için boşanmak istemediğini iddia eden aile, kızlarının iki buçuk yıldır ayrılmak için mücadele verdiğini ifade etti. Eşinden, maddi durumunun iyi olmasına rağmen eve destek sağlamadığı için boşanmak istediği öğrenilen Müesser Ünal’ın, geçimini sağlamak için iki ayrı işte aynı anda çalıştığı öğrenildi. Öte yandan, Hüseyin Ünal’ın hakkında uzaklaştırma kararı olmasına rağmen kararı ihlal ettiği, eşiyle aşağılayıcı biçimde konuştuğu, sürekli ölüm tehditlerinde bulunduğu ve hakaret ettiği ileri sürüldü.

"Kızım ‘ben korkak bir kadın olmayacağım’ dedi ve gitti

Olayla ilgili konuşan Ünal’ın annesi Semra Becerir, "Kızım bir türlü kocasının elinden kurtulamadı. Yapamıyordu artık. Kocası çok cimriydi. Evine hiç destek olmazdı. Evlerine ben yiyecek götürürdüm. Kocasının 4 evi olmasına rağmen, kızım geçinmek için bizden gizli temizliğe gidermiş. Kocasından boşanmak istiyordu. Biz ilk başta karşı çıkmıştık ama keşke karışmasaydık. Babası kendi oğlunu kandırdı. Ona ev ve araba vereceğini söyleyerek sürekli annesine karşı kışkırtmış. Torunum, annesini dövmeye kalkıştı. Bizi tehdit etti. Küfürler savurdu. Hep babası yüzünden böyle oldu. Damadımızın ve torunumuz hakkında uzaklaştırma vardı. Baba bu kez de kızıyla konuşmuş. Eve kim gelirse bilgi vermesini istemiş. Kızım korktuğunu söylüyordu. Ben de kızını alıp yanıma gelmesini söyledim. Bir hafta yanımızda kaldı. Kaldığı eve dönmemesini istedim, uyarılarda bulundum. ‘Ben korkak bir kadın olmayacağım’ dedi ve gitti" diye konuştu.

"Kocası kilolu oluşuyla sürekli dalga geçerdi"

Açık hava sinemalarına yoğun ilgi
Açık hava sinemalarına yoğun ilgi
İçeriği Görüntüle

Saldırganın tuhaf tavırlar içerisinde olduğunu dile getiren anne, "Kızım, kocasının aracını evinin önünde görmüş ve savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. ‘Ailemi ve beni tehdit ediyorlar’ demiş. İki gün sonra da bu olay olmuş. Kızım eve girmeye çalışırken vurulmuş. Bu adam içeriden çıkmasın, ömür boyu hapiste kalsın. Kadın cinayetlerinden bıktık artık. Biz de artık yaşamak istemiyoruz. Bitik haldeyiz. Kocası, kızımın kilolu oluşuyla sürekli dalga geçerdi. Aşağılardı. Kızım da kilo vermeye başladı. Bu kez de kocası ‘beni aldattığın için kilo veriyorsun’ diye iftira attı" ifadelerine yer verdi.

"Kızıma iftira atmaya çalışmış"

Kızına iftira atıldığını söyleyen baba Necati Becerir de, "Kızım uzaklaştırma kararı aldırmıştı. Koruyamadılar onu. Saldırgan kızımın yatak odasına girmiş. İç çamaşırlarını aramış. İftira atmaya çalışmış kızıma. Kızıma ekmek parası dahi vermezdi. Her hafta bir kasa ekmek bırakırdım evine. Hayatta en zor yetişen şey insandır. Kızım gitti, artık yok" dedi.

"Saldırganın uzaklaştırma kararı vardı"

Ünal’ın kuzeni Gamze Toker ise saldırganın ölüm tehditlerinde bulunduğu iddia ederek, "Kuzenim işten çıkıp evine gelmiş. Kocası da bir köşeye gizlenip onu bekliyormuş. Pompalı tüfekle ateş etmiş. Kurşunlar kuzenimin yüzünü parçalamış. O sırada kızları içerideymiş. Annesini o halde görmüş. Saldırgan kızına ‘kapıyı kapat’ diye bağırmış. Kocası malları paylaşmamak için boşanmak istemiyordu. Kuzenim çocuklarının geleceği için mahkemenin vereceği karara uyacağını söylüyordu. İki buçuk yıldır ayrı yaşıyorlardı. Saldırganın uzaklaştırma kararı vardı. Bu kaçıncısıydı bilmiyoruz. Olaydan bir gün önce yine savcılığa suç duyurusunda bulunmuştuk. Kimse kurtaramadı kuzenimi. Kocası sürekli tehditler savuruyordu. Öldüreceğini söylüyordu. Ben çok korkuyordum başına bir şey gelecek diye. Sürekli telefonda konuşuyorduk. Neler yaptığını soruyordum" ifadelerini kullandı.

"Bir gün önceden planını yapmış zaten"

Hüseyin Ünal’ın cinayeti önceden planladığını ileri süren Toker, "Saldırgan bir gün önce evin önüne gelmiş. Aldatma gibi bir durum asla yoktu. Saldırgan takıntılı ve hasta birisiydi. Bir gün önceden planını yapmış zaten. Pusu kurmuş. Kuzenim, kocası cimri olduğunu için boşanmak istiyordu. Geçimini sağlamak için garsonluk yapıyordu. Kocası maddi olarak hiç destek olmuyordu. Geçinmek için çift iş yapıyordu kuzenim. Kocası iftira atıyor. Kuzenim çok iyi, yardımsever birisiydi. Cömertti, eli açıktı. Saldırganın en ağır cezayı almasını istiyoruz" dedi.

"İki el silah sesi duyduk"

Komşulardan Mehmet Karademir, "Akşam saatlerinde bir kişinin eşini vurduğunu öğrendik. Etraf çok kalabalıktı. Ekipler gelmişti. Vefat eden kadının kız kardeşi fenalık geçirmişti. Ağlıyordu ve bağırıyordu. Çok korkunç bir olaydı. İki el silah sesi duyduk. İçeri çok fazla kana bulanmış ve olay çocukların yanında olmuş. Daha önce böyle bir olaylarına denk gelmemiştik. Polis saldırganı yakaladı ve götürdü" diye konuştu.

Kaynak: İHA