GÜNCEL HABERLER

1 milyon 220 bin metrekarelik mera arazisinde 'imar planı' iddiası: Müfettişler incelemeye aldı

Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde, yaklaşık 1 milyon 220 bin metrekare otlak mera arazisi üzerine imar planı uygulandığı iddiası üzerine belediye hakkında idari soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Bölgede küçükbaş hayvancılık yapan İsa Mermer, 'Meralarımızın parsel parsel satıldığı söyleniyor ve bunu sahada da görüyoruz, meram olmadan bu hayvancılığı sürdürmem mümkün değil' dedi.

Abone Ol

Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde, yaklaşık 1 milyon 220 bin metrekare otlak mera arazisi üzerine imar planı uygulandığı iddiası üzerine belediye hakkında idari soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Bölgede küçükbaş hayvancılık yapan İsa Mermer, 'Meralarımızın parsel parsel satıldığı söyleniyor ve bunu sahada da görüyoruz, meram olmadan bu hayvancılığı sürdürmem mümkün değil' dedi.

Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde yaklaşık 1 milyon 220 bin metrekarelik otlak mera alanına imar planı uygulandığı yönündeki iddialar üzerine Keskin Belediyesi hakkında idari soruşturma başlatıldı. Edinilen bilgilere göre, kamuoyuna yansıyan iddiaların ardından ilgili Bakanlıklardan görevlendirilen müfettişlerin ise konuya ilişkin incelemelerini sürdürdüğü öğrenildi. İmar planı uygulamasının gerçekleştirildiğinin öne sürüldüğü bölgede çok sayıda çam ağacının kesildiği ve iş makinelerinin faaliyette olduğu gözlemlendi.

Ayrıca, söz konusu mera vasfındaki arazinin hukuki statüsünün değiştirilmesine yönelik ardışık plan değişiklikleri yapıldığı da iddia edildi. Alanın önce yeşil alan ve sosyal donatı olarak planlandığı, ardından kamu hizmet alanına dönüştürüldüğü, son aşamada ise konut veya ticaret alanı olarak imar planına dahil edildiği iddia edildi. Bu yöntemle arazinin mera niteliğinin örtülmeye çalışıldığı ve denetim süreçlerinin zorlaştırıldığı ileri sürülürken, konunun müfettişler tarafından tüm yönleriyle incelendiği öğrenildi.

'Bir sonraki nesil ne olacak?'

Bölgede küçükbaş hayvancılık yapan vatandaşlardan İsa Mermer, yaşananlara tepki göstererek, hayvanları için yaylak alan kalmayacağı endişesi taşıdığını ifade etti. Mermer, yaklaşık 7 yıl önce hayvancılık yapmak amacıyla İstanbul'dan ilçeye geldiğini belirterek, 'Küçükbaş hayvancılığı çok seviyorum, adeta sevdalısıyım. Meram olmadan bu hayvancılığı yapmam mümkün değil. Nereye gittiysek hiçbir cevap alamadık. Bu şekilde devam ederse ben bu hayvancılığı bırakacağım. Ben bıraktıktan sonra sonraki nesil ne olacak' dedi.

Mermer ayrıca, doğanın korunması ve çam ağaçlarının kesilmemesi çağrısında bulunarak, hayvancılığın sürdürülmesinin hem ülke ekonomisi hem de kırsal yaşam açısından önem taşıdığını vurguladı. Meraların parsel parsel satıldığı yönünde duyumlar aldıklarını ve sahada bu duruma ilişkin çalışmaların sürdüğünü ifade eden Mermer, 'Ben hayvancılığı çok seviyorum fakat şartlar el vermiyor, bizi zorluyor. Meralarımızın parsel parsel satıldığı söyleniyor ve bunu gerçekten de görüyoruz. Her taraf kazılıyor, bir şeyler yapılıyor. Güzelim çamlarımızın yarısı kesildi maalesef. 40 senede yetişen çamları 4 günde söktüler, sökülmeye de devam edileceği söyleniyor' dedi.

'Kanuna karşı hile niteliğindedir'

Mera arazileri üzerinde yapılan imar planı uygulamalarının hukuki boyutuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Avukat Süleyman Teryaki, mera alanlarıyla ilgili mevzuatın son derece açık ve bağlayıcı hükümler içerdiğine dikkat çekti. Teryaki, meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu belirterek, bu alanların özel mülkiyete konu edilemeyeceğini ifade etti. Bir alan mera vasfını koruduğu sürece, üzerinden doğrudan imar planı uygulanmasının mümkün olmadığını vurgulayan Teryaki, mera niteliği devam ederken imar geçirilmesinin kanuna karşı hile niteliği taşıdığını dile getirerek, 'Mera arazisi üzerine imar planı uygulaması yapılması durumunda, yaptırımlar oldukça ağırdır. Eğer mera komisyonunda tahsis amacı değişikliği kararı çıkmadan bir belediye söz konusu alanı imara açarsa, bu işlem hukuken sakattır. Böyle bir durumda idare mahkemelerinde dava açıldığında, mahkeme yapılan imar planını kamu yararına ve mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle iptal eder. Bu durumda yapılan tüm parselasyon işlemleri ve verilen ruhsatlar geçersiz hale gelir. Hukuk, meraların gasp edilmesine izin vermez; işlemi kökten yok sayar' şeklinde konuştu.

Mera arazileri üzerinde yapılaşmanın kesinlikle mümkün olmadığını dile getiren Teryaki, 4342 sayılı Mera Kanunu'nun meraları çok sıkı şekilde koruma altına aldığını ifade etti. Meraların hayvanların otlatılması amacıyla ayrıldığını, betonlaşma için kullanılamayacağını belirten Teryaki, mera alanları üzerine ev, otel ya da fabrika gibi yapıların yapılamayacağını söyledi. Mera üzerinde yapılan her türlü sivil yapının tecavüz niteliği taşıdığını ve kaçak yapı sayıldığını vurgulayan Teryaki, vatandaşların mera arazileri üzerine çivi çakmanın dahi yasak olduğunu bilmesi gerektiğini ifade etti.

'1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile yargılanırlar'

Yaptırımlara da değinen Teryaki, kural ihlalleri halinde uygulanacak cezaların kesin ve affı bulunmadığını belirterek, 'Burada düşünmemiz gereken hususlardan biri de kural ihlalleri halinde uygulanacak yaptırımlardır. Bu yaptırımlar son derece ağırdır ve kesinlikle affı yoktur. Birincisi yıkımdır. Mülki amir olan valilik ya da kaymakamlık, mera üzerindeki yapıyı derhal yıktırır. İkincisi para cezasıdır. İlgililere ağır idari para cezası uygulanır. Üçüncüsü ve en önemlisi ise hapis cezasıdır. Türk Ceza Kanunu'nun 184. maddesi uyarınca, 'imar kirliliğine neden olma' suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile yargılanırlar. Son olarak masraf tazmini yapılır. Yıkım masrafları ve meranın eski haline getirilmesi bedeli, yapıyı yapan kişilerden tahsil edilir' şeklinde konuştu.