RİSKLER İLE YILLARDIR MÜCADELE İÇERİSİNDEYİZ
Aksun, geçtiğimiz gün sosyal medya hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu. Aksun Türkiye’de birçok afet yaşadığımızı söyleyerek, “Bu afetlerin en risklileri sel, taşkın riski, heyelan riski, deprem riskidir. Bu riskler ile yıllardır mücadele içerisindeyiz. Ülkemizde son zamanlarda belli dönemlerde sel, su baskını, dere taşkını, deprem gibi olaylar sıklaşmaya başladı. Olumsuz hava koşulları ve bizim doğaya karşı duruşumuzu da birleştirirsek bunların hepsi mümkün. Doğada meydana gelen tüm olaylar biraz da bizim yüzümüzden afada dönüşüyor”
TOPRAĞIN VE SUYUN GÜCÜNE KARŞI BİR GÜÇ YOKTUR
“Neden mi? Daha eskiden olumsuz hava koşulları, şiddetli yağış vs yok muydu? Vardı tabii ki fakat son yıllarda kentsel dönüşüm, kontrolsüz imar planları, çarpık yapılaşma gibi unsurlar bu risklerin artmasını sağlayan faktör haline geldi. Toprağın ve suyun gücüne karşı bir güç yoktur. Dere yataklarına ve taşkın sahalara müsaade edilmemesine rağmen yapılaşmaların yapılması, Kontrolsüz İmar planlarının yapılması, yapılaşmaya zarar verebilecek kazı sonrası oluşabilecek şevlerin projelendirilmiş iksa yapıları ile desteklenmemesi, kot altı bodrum kat dairelere müsaade edilmesi bunların başında yer alıyor”
ŞEHİRCİLİK İLE AFAD BİRLEŞTİRMELİ
“AFAD Başkanlığı birimimiz var. Her konuda başarılı fakat afet olmadan önce müdahale etme şansı yok. Bence AFAD ayrı bir bakanlık olmalı, Çevre Şehircilik ve iklim değişikliği Bakanlığı ise çevre ve iklim ile şehirciliği ayırmalı, Şehircilik ile afadı birleştirmeli. Bir öneride bulunmak gerekirse şu şekilde olabilir. Çevre Bakanlığı, Afet İşleri ve Şehircilik Bakanlığı. İklim değişikliğine de diğer bakanlıklar bakabilir. Neyse bunlar hükümetimizin işi bizimki sadece öneri. Aslında afet olmadan önce mesela bir sel tehlikesinde kurumlar hemen uyarıyor, evinizden çıkmayın diyor fakat bodrum katta oturan ne yapması gerekiyor bilmiyoruz. Bu ve bunun gibi etkenleri değerlendirecek olursak afad yetkilileri ciddi yaptırım uygulayıp herhangi bir afet öncesi plan hazırlayıp afet olmadan önce hayata geçirmelidir”
YAPI-ZEMİN DENETİMİ
“Tüm afetlerde harcanan bütçelerin cebimizde kalması ve oluşabilecek mal ve can kayıplarının önlenmesi mümkün. Yapmamız gereken tek şey var o da kurallara ve kanunlara uymak. Her zaman söylediğim gibi sel, deprem vs her türlü afetler dünyanın değil İnsanlığın kaderidir. Dünya bile oluşurken afetler ile oluştu, Dünya batarken yine afetler ile batacak. Bizim afetler ile yaşamayı öğrenmediğimiz müddetçe zarar görmeye mahkum kalırız. Özellikle Yerel yönetimler bu hususa çok hassas olmalı ve müsaade etmemelidir. Altyapı, zemin etüdü, planlama, ruhsat, iskan işlemleri daha duyarlı yapılmalı. Yapı denetim hususunda da çevre Şehircilik tarafından biraz daha önemsenmesi gerekir. Yapıları denetliyorlar ama asıl sorun olan zeminleri denetlemiyorlar. Değişmişken onunda ismi değişebilir Mesela Yapı-Zemin Denetimi olabilir. Zemini hiçe sayarsan tehlikenin kapısını açarsın. Zeminin önemli olduğunu daha nasıl açıklamamız gerekiyor bilmiyorum ama 10 dakikalık bir yağışın oluşturduğu yapılarda ki hasar, 30 saniyelik bir deprem anında neler olabileceğini hep gördük. Bundan sonra görmeyelim, daha hafif atlatalım değil mi. Rabbim olabilecek tüm afadlardan ülkemizi ve milletimizi muhafaza etsin” dedi. Haber: Çağlar Atmaca