Ortadoğu´da hayat zor,Müslüman Müslüman´ı katlediyor.
Herhangi bir kanıtı olmayan, sadece varsayımlar ile kimyasal silahların kullanıldığı yönünde bir kanaate varılarak Suriye´ye yapılan saldırıya destek veriyor yöneticilerimiz.Diyelim ki Esat kimyasal silah kullandı,oysa ABD yıllardır kıyım yapıyor Ortadoğu´da.Esasen destek verilmesi değil de, cezalandırılması gereken Trump, Macron ve May´dir.
Gerçekten Suriye´deki insanları mı düşünülüyor,yoksa pay alma hesabı mı yapılıyor?
Ya da pay bile değil hesap, sadece güçlünün yanında olmak için mi?Millet olarak yeni huylar geliştirdik çünkü,güçlünün yanında olunca kendimizi güçlü zannetmek gibi.
Kan emicilerin gözünde,Türkiye´nin Orta Doğu ülkelerinden ayrıcalıklı olmadığı,BOP projesi dahilinde olduğu, savaşın içine çekilmeye çalışıldığı,ülke bütünlüğü ve can güvenliğimiz tehlike de iken;
Olası düşünülen erken seçim,olasılıktan çıkıp MHP başkanının önerisiyle, Cumhurbaşkanının kararıyla 24.06.2018 günü gerçekleştirme kararı alınarak Türkiye´nin gündemine oturtulmuş durumda.
Evet ,sandığa gidiyoruz hepimizin bildiği üzere.
-Erken seçim nedir,neden erken seçime gidilir?
Türkiye´de milletvekili seçimleri dört yılda bir yapılır ve milletvekillerinin partilere dağılımına göre en çok milletvekili çıkaran parti hükümeti kurar.
Sonrasında,
Eğer muhalefet parti hükümetin icraatlarından memnun değilse meclise önerge verir hükümetin düşmesini sağlayabilir ya da Cumhurbaşkanının yetkisi dahilinde erken seçim kararı alınır.
Devlet Bahçeli, kağıt üzerinde muhalefet parti lideri; fakat şu an fiili olarak iktidar ortağı durumunda.
Yukarıda ne demiştik?
‘´Muhalefet partisi,iktidar partisinin icraatlarından memnun değilse meclise öneri getirir,mecliste kabul edilirse erken seçime gidilir´´dedik.
Devlet Bahçeli,hükümetin yönetiminden memnun değilse neden hükümeti destekliyor,memnunsa neden erken seçim istiyor?
Neyin acelesi?
Ülkede,halledilmesi gereken birinci öncelikli bir çok sorunlar varken, hele ki en önemlisi beka sorunumuz varken seçime gitmek ne kadar doğru?
Abartısız her yıl seçim oluyor Ülkemiz de.Bu kadar sık seçime gidilmesi ekonomiye maddi,manevi külfet demektir.
Apar topar seçim istemenin sırası mı şimdi?
Ülkenin çıkarlarını en çok düşünmesi gereken Türk milliyetçisi bir parti liderinin istekleri ülke meselesinden daha mı önemli, yoksa mesele koltuk bekası mı?
Lütfen yanlış anlaşılmasın!
Sadece milliyetçi bir parti başkanı olan birisinin sorunudur demek istemiyorum ülkenin beka sorununa.
Elbetteki,hepimizin sorunu.
Benim sorunum, senin sorunun,bakkalın,pazarcının,Ayşe Teyze´nin, Mustafa Amca´nın sorunudur.
Zamansız bir karar olmadı mı,hem de iki aylık bir sürece sıkıştırılıp,yangından mal kaçırır gibi,toplumu germenin mantığı ne?
Bu süreçte kim, neyine güvenerek ,neyin garantisi verilerek seçime gidiliyor.
Çok zaman geçmedi,bir ay kadar öncesi yapılan bir açıklamaydı.
Ülkenin nüfusunun çok önemli bir dilimini oluşturan kitlesine ‘´çatlasanız da,patlasanız da AKM´yi yıktık ‘´cümlesiyle mi seçime gidilecek?
Sosyal ve kültürel yapının gelişebilmesi için Atatürkçüye de, muhafazakara da,ateiste de,milliyetçiye de,ulusalcıya da ihtiyacımız var.Biz birbirimizi hazmetmek,hep beraber yaşamayı tekrar öğrenmek zorundayız.
Zorundayız diyorum,çünkü kindar bir nesil haline getirildik.
Gençler umutsuz,aileler çocuklarının istikbalinden kaygılı,bir çok olumsuzluğu beraberinde getiren işsizlik,beklenilen ekonomik kriz gibi sorunlar ile seçime gidiyoruz.
Pembe hayallerle partisine oy vermiş, maalesef on beş yılın sonunda hayal kırıklığına uğramış AKP seçmeni ve adil bir seçim olmayacağına inanan muhalefet partilerin seçmeni ile,
Türkiye seçime gidiyor.
Yapılan anket sonuçlarına göre nüfusun yüzde seksen beşinin keskin bir kutuplaşmanın olduğunu kabul ettiği ve bu sonuçtan halkın memnun olmadığı bir ortamda seçime gidiliyor.
Önceki yapılan seçimler de insanların seve seve sandık görevi üstlendiği,önümüzdeki seçim için ise görev alırsam canıma zarar gelir endişesi yaşadığı,tahammül sınırlarının zorlanacağı bir ortamda saya söve,
Geleceğe,barışa,birliğe,beraberliğe dair yatırım yapılmadan,yapıcı bir felsefe yaratılamadan seçime gidiliyor,daha yıkıcı üslup kullanılarak, daha bölücü, daha çirkinleşerek.
Diyorum ve diliyorum ki,
Mustafa Kemal Atatürk ve yüce milletimizin emeğiyle kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok partili sistemle sürekliliğini dileyerek;Umutların tekrardan yeşertileceği,geleceğe yolculuğun daha güvende yapılacağı,özgür sandıklarda fikirlerin bağımsızlaştığı bir Türkiye´de yaşayabilmemiz umuduyla.
TÜRK ULUSUNUN 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN.