GURUR VEREN BİR GENÇ

Marifet iltifata tabidir derler…

Sohbetinden her daim keyif aldığım, sözü, sohbeti, Kırıkkale´nin özellikle Oba yöresinin geçmişine hakim, dost ve akraba canlısı Mustafa Erdal´ın oğlu Fuat Alp Erdal ile tanıştık. Aslında bu tanışıklık 40 – 45 gün önce gerçekleşti ancak yazıyı yazabilmek şimdiye nasip oldu. Kendisini sürekli geliştiren bir Babanın, kendisini aşırı derece geliştirmiş ve geliştirmeye devam eden bir genç buldum karşımda…

Fuat Alp Erdal…

Z Kuşağının ilk temsilcilerinden. Babası Mustafa Erdal gibi kitap okuma onlar için artık alışkanlık değil bağımlılığa dönüşmüş. Türk tarihine, Türk kültürüne, Türk edebiyatına hakim ve hepsini yalnızca okumakla ezberlemekle kalmayan üstüne yorum katan bir zekaya sahip. İslami değerlere ve kurallara bağlı, istikametine İslam´ı yerleştirmiş bir gönül adamı. Z Kuşağının genel özelliklerinden de muhakkak bir şeyler kapmış. Mesela bizim kuşaklar gibi körü körüne bir taraf olmak yerine o gün neye, kime ihtiyaç olduğunu çözümleyen bir anlayışa sahip. Bizim ve bizlerden öncekilerin yaptığı siyasi davranışlardan kaynaklanan sorunları kısır döngü ve kısır çekişme olarak yorumluyor ve bunun bir hata olduğunu savunuyor. Dinleyince hak veriyorsunuz. Günümüzde bu kısır çekişmelerin arasında genç kuşağın sorunlarının göz ardı edildiğini ve bu nedenle siyaset üstü, toplumsal refahı ön planda tutan bir görüşe sahip olduğunun altını çiziyor. Z Kuşağının büyük çoğunluğu, yurt dışında daha iyi imkanlar olmasından ötürü yurtdışına çıkmak istediğini ifade ediyor. Fuat Alp ise Türkiye´de ki şartların, yurt dışından daha kötü olması zoruma gidiyor diyor ve yurt dışına sadece gelişmek için gidebileceğini ancak asıl hedefinin Ata Yurdunda kalıp Türkiye´de ki şartları yurtdışından daha iyi hale getirmek olduğunu söylüyor. Şimdi bir çocuk mu kurtaracak Türkiye´yi demeyin.  Üniversite sınavlarında derece yapmış, mesleki olarak çok daha rahat iş sahibi olabileceği onlarca bölüm içerisinden ODTÜ Siyasal Bilgiler Fakültesinde okuyan, bir yabancı dilini çok iyi kullanan, geliştirmekte olduğu 2 yabancı dili orta seviye kullanabilen bir çocuk bu. Olaylara derinlemesine bakabilen, felsefik olarak yorumlayabilen, sorunu konuşmak yerine çözümünü ortaya koyan bir çocuk. Siyasetin sanattan çok konuşulduğu ülkeleri 3. Sınıf ülke olarak gören ve bu nedenle kendisini kitapların içerisine atan, çok ağır kitapları dahi sade bir dille yazılmış gibi okuyabilen bir çocuk. ODTÜ gibi bir üniversitede hiçbir guruba ve siyasi akıma kapılmamasına karşın Güzel Sanatlar ve Edebiyat komitesinin başkanlığını yapan, akademisyenlerin katıldığı söyleşilerde, konuşmacı olan ve başarılı organizasyonları ile Üniversite Yönetiminden takdir gören bir çocuk.

Bu yazıyı elbette Fuat Alp´in reklamı olsun diye yazmadım. İki amaçla kaleme aldım. Birincisi herkesi endişelendiren Z Kuşağının ne kadar mahir ve ne kadar kendilerini geliştirmiş olduğunu görmeniz açısından kaleme aldım. İkincisi ise Ülkemizin bürokraside çok güzel görevlere gelecek potansiyelde olan ve Kırıkkale´nin belki de 10 yıl sonra medarı iftarı olacak bir çocuğu daha şimdiden sizlerle tanıştırmak istedim. Z Kuşağı güzel bir kuşak, Fuat Alp çok güzel bir çocuk. Böylesine yetenekli, kendilerini geliştirmiş, pratik zekaya sahip olan, farklı bakış açılarıyla bizleri şaşırtan gençleri görünce heyecanlanıyorum, heyecanımı sizlerle paylaşmak istedim. Umarım Fuat Alp bu çizgisini bozmaz ve sahip olduğu duruşla ileriye daha sağlam adımlarla ilerler.