Ülkemizde 90´lı yılların ortalarına doğru hayatımıza giren, İnternetle birlikte; iş, eğlence, siyaset kısacası hayatın hemen her dalında ihtiyaç haline gelmiş ve hayatımızın bir çok dalında işlerimizi daha kolay halledilebilir hale getirmiştir. Günümüzde gelişen teknoloji çağında kurulan sosyal medya siteleri, insanların her an birbirleri ile iletişim halinde olmasına olanak tanımaktadır ve çağımızın en etkin iletişim aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır..
Günümüzde asli görevlerimiz olan iş ve eğitim hayatımızda dahi boş kalabildiğimiz hemen her an sosyal medya hesaplarımızı kontrol ediyoruz. Bu alanı doğru kullanarak sesimizi duyurabiliyoruz bir çok insana. Aynı zamanda doğru veya yanlış birçok sesi de duyuyor, hakikat veya batıl birçok haberi okuyoruz. Özünde çok şanslıyız bu denli teknolojik imkanlarla donanmış bir çağda yaşadığımız için. Fakat kimilerimiz öyle yıpranıyor öyle yıpratılıyoruz ki bu dipsiz kuyuda... Özellikle de yarınlarımız, geleceğimizin teminatı gençlerimiz. O denli kapılıyorlar ki sosyal medyada ki ışıltılı yaşantılara. Yahut öyle etkileniyor ki ruhları, Milli birlik ve bütünlüğümüzü zarar verme amacı güden şer odaklarının yalan rüzgarlarından. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu sorgulamayan, hakikat ve batılın ayrımını yapamayan bir nesil yetiştiriyor.
Şahsım adına şunu bir borç bilirim ki: Gençliğimize yani yarınlarımıza sahip çıkmalıyız. Onlara Hakikati öğretmeli, bu ülkenin, bu aziz milletin tarihini anlatmalı Atalarımız, Fatih Sultan Mehmed Han, Abdülhamid Han´ın bu millet için bu ümmet için mücadelelerini öğretmeli, özgüveni yerinde tarihinden aldığı güçle yarınlara sağlam adımlar atan bir nesil yetiştirmeliyiz. Gerçek hayatın tokadının, sosyal medyanın ışıltılı yaşantısı gibi olmadığı bilincini aşılamalıyız..
