Kale Dağçılık ve Doğa Sporları Kulübü Başkan Metin Atun yönetminde Ilgaz dağlarına yönelik bir tırmanış düzenleri. Tırmanışa Oğuzkaan Bektaş, Ahmet Bulut, Mustafa Bozbağ, Ahmet Şahin, Zübeyir Şahin, Aslı Eriş, Volkan Yılmaz, Süheyla Yılmaz, Mehmet Bulut, Nuran Bulut, Ahu Ünal, Ali Ekber Demirhan, Ahmet Aydos, Vedat Payalan, Yüksel Pekince, Haydar Bozbağ ve H.Hüseyin Adıgüzel´den oluşan ekip katıldı.
TIRMANIŞ 08.50´DE BAŞLADI
Ekip Kırıkkale´den gecenin karanlığında saat 03.30 sularında hareket etti.Ilgaz ilçesinde kahvaltı ettikten sonra Jandarma eşliğinde Göksoku yaylasına ulaşabildik. Bu haftaki programda esas hedef ana zirve altındaki kamp bölgesine ulaşıp, çıkışı kolay yaparak, dönüşü Göksoku yaylasından yapmak istiyorduk. Ancak, evdeki hesap bu defa da çarşıya uymadı. Heyelan sebebiyle ana zirveye giden yol kapanmıştı. Bu değişiklik ekibimizin fazladan dört saat yürümesine sebep oldu.Göksoku yaylasına çok bozuk bir yayla yolundan ancak saat 08.30 sularında ulaşabildik. Tırmanışa saat 08.50´de başladık. Tırmanışa başlamadan önce terk edilmiş 5 km.lik orman yolundan yürüyüşe geçtik. Göksoku yaylası Ana zirveye oldukça uzak bir bölgede bulunuyor. Ancak tırmanış öncesi enfes manzarasıyla ekibimize iyi bir antrenman olmuştu. Saatlerimiz 10.00 sularını gösterirken Büyükhacet ile Küçükhacet zirvelerini birbirinden ayıran dereye ulaştık. Burada kısa bir mola verdikten sonra derenin kenarından sık orman ağaçlarının arasından tırmanışa geçtik.
AĞUSTOS SICAĞINDA BAHAR SERİNLİĞİNİ
Bu bölüm zirve bölümünden sonraki en zor parkurdu. Hem çok dik hem de çakırca dediğimiz çok sık çalılıklardan oluşmaktaydı. Bazı bölümlerde bu yeşil deniz içinden çıkmak için adeta boğuşuyorduk. Yarım saatlik zorlu bir tırmanış sonrasında otsu bitkilerin azaldığı bölgeye ulaşabildik. 2.100 rakımlı bu alanda, çevremizdeki güzellikleri izlemek için mola verdik. O an sanki ilkbahar mevsimini yaşıyorduk. Bulutlar sinema şeridi ( Bir dağcı üyemizin tabiri ) gibi önümüzden geçiyor, çiçekler bütün güzelliklerini ortaya dökerken, ekibimiz ile birlikte Ağustos sıcağında bahar serinliğini yaşıyorduk. Önümüzde dik bir tepe bizi bekliyordu. Ekibimiz buranın zirve olduğunu zannederken, tepeyi aşınca bütün heybetiyle Ana zirveyi görünce şok şaşırdılar. Daha önümüzde çok uzun bir yol vardı. Daha fazla zaman kaybetmeden tepenin ardındaki düzlükten yolumuza devam ettik.
BEŞ FİRE
Tırmanışa 5 kişiden yoksun bir ekiple devam etmeye başladık. Ahu Ünal arkadaşımızın bileğinin burkulmasıyla ona yardımcı olarak da dört sporcumuz onun yanında kalmak zorunda kaldı.Dağın düzlüğünde ki pınardan su takviyesi yaptıktan sonra ana zirveye doğru hareketlendik. Artık iyice yükselmiş ve manzaramızda güzelleşmişti. Son bölümü de geçtikten sonra saatlerimiz 13.10 sularını gösterirken 13 sporcumuz Büyükhacet´tin 2.587metre rakımlı zirvesindeydik. Zirvede bizden önce zirveye varan Tosya´lı gençlerle buluştuk.
SICAKLIK ON DERECE DÜŞTÜ
Zirvede on beş dakika kalabildik. Çünkü ilkbahar havası yerini kışa bırakmıştı. Aniden bastıran sis sıcaklığı on derece düşürmüştü. Günün anısına fotoğraflar çekildikten sonra aynı yerden inişe geçtik. Dereye indiğimizde saatlerimiz 15.50 sularını gösteriyordu. Kısa bir mola sonrasında ekibin diğer beş kişisiyle buluştuk. Onlarla buluştuğumuz nokta iki yol ayrımının başlangıcıydı. Öndeki grup kampa giden yolu bulamayınca yolun başlangıcında bekleyip kalmışlar.Bu zaman zarfında ayağı burkulan arkadaşımızın ayak ağrıları iyice artmıştı. Zaman ise hızla ilerliyordu. Programın oldukça gerisindeydik. Ekibin büyük bölümünü önden gönderdikten sonra dört kişi Ahu Ünal adlı sporcumuzla birlikte yavaş yavaş ilerlemeye başladık. Arkadan gelen bu grup çok yavaş ilerliyorduk. Kamp alanını arayarak yardım göndermelerini istedik. Biraz sonra yayla sakinlerinden Hakan Bey traktörüyle birlikte yardım için geldi. Traktör gelince ekip olarak hızlanmıştık. Saat 18.30 sularında kamp yerine ulaşabildik.
MACERA DOLU YÜRÜYÜŞ
Böylece tüm Kırıkkale sakinlerinin Ağustos sıcağında yanarken Kale Dağcılık ekibinin ilkbahar ve kışı andıran serin bir havada yapmış olduğu macera dolu doğa yürüyüşümüz noktalanmış oluyordu. Macera dolu serin ilkbahar günlerinde buluşmak dileğiyle..