HUKUK DEVRİMİ DENİLİNCE İLK AKLA GELEN MEDENİ KANUN
Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Adnan Uçar, Cumhuriyetin ilanından sonra Türk Devrim Hareketinin temel taşlarından olan özgürlükçü, bireyci ve laik özellikleri olan Medeni Kanunun 90´ıncı yılını kutladı. Hukuk devrimi denilince ilk akla gelenin Medeni Kanun´un kabulü olduğunu söyleyen Av. Uçar, “17 Şubat 1926 da kabul edilen Medeni Kanun´un özellikle Aile Hukuku bölümünde köklü bir hukuk reformu yaşama geçirilmiştir. Medeni Kanun ile erkeğin birden çok kadınla evlenebilmesi yerine tek eşlilik, erkeğin 'boş ol' demesi ile sonuçlanan boşanma yerine, kadının ve erkeğin Kanunda belirtilen nedenlere dayanarak boşanma davası açabilmesi ve mahkeme kararıyla boşanma, mirastanerkek çocuğun tam pay, kız çocuğun yarı pay alması yerine her ikisinin eşit pay almaları kabul edilmiştir”
ERKEN EVLİLİKLERİN ÖNÜNE GEÇİLEMİYOR
“Devrim yasamız Medeni Kanun ile kadınlar, evlenme, boşanma, mal varlığı, miras gibi özel yaşamlarına ilişkin haklar açısından erkeklerle eşit konuma getirilmişlerdir. Evlenme yaşının belirlenmesi ve resmi nikahın kabulü ise kadın haklarının güvencesi olmuştur. Medeni Kanunumuzda evlenme yaşı kadın ve erkek için 17 yaşın doldurulması olarak düzenlenmiştir. Ancak, günümüzde erken yaşta evliliklerin önüne geçilememektedir”
ERKEN YAŞ EVLİLİKLERİ
“Aydınlık geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımız için Türk Medeni Kanunun kabulünün 90. Yılında, Kırıkkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak diyoruz ki; Çocuk Hakları Sözleşmesi gereğince, kanunlarımızda '18 yaşına kadar herkesin çocuk olduğu' kabul edilmeli ve Medeni Kanundaki evlilik yaşıda 18 yaşın doldurulması koşuluna bağlanmalıdır. Çocuk yaşta yapılan evlilikler temel bir toplumsal sorundur. Çocuğun bedensel ve ruhsal olgunluğa ulaşmadığı erken yaş evlilikleri temel insan hakları ve kadına yönelik şiddetin en ağır biçimlerinden biri olarak çocuk hakları ve kadın hakları ihlalidir”
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ
“Erken yaşta evliliklerin önlenmesinde , kadının bedensel ve ruhsal olarak gelişimini tamamlayarak, topluma ve kendisine yararlı bir birey olabilmesi için eğitim şarttır. Bu sebeple de temel eğitimin süresinin 12 yıla çıkarılarak zorunlu, kesintisiz ve örgün eğitim haline getirilmesi sağlanmalıdır. Tüm okullarda ve her yaş grubuna toplumsal cinsiyet eşitliği dersi verilmelidir, Gelişen, sağlıklı bir toplum inşa edebilmek için Çocuk Evliliklerin önlenmesi siyasi bir hedef haline getirilmeli, bu yolda kararlı bir devlet politikası uygulanmalıdır.
DUYARLI OLUN
“Kırıkkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak erken yaşta evliliklerin büyük oranda kız çocuklarının sorunu olması nedeniyle Çocuktan Gelin Olmaz diyoruz. Siyasi iktidarı, ilgili kurum ve kuruluşları ve toplumdaki her bir bireyi bu çok yönlü toplumsal sorunun çözümü için göreve ve duyarlılığa davet ediyoruz” dedi.