Basın özgür mü ülkemizde?

Yasalardan aldığı hakları kullanabiliyor mu?

Kullansa başına iş açabileceği endişesi taşıyor mu?

Taşıyorsa buna “özgür basın” diyebilir miyiz?

Yaşanan sorunun çözümü amasız, fakatsız, ancak, lakinsiz bu sorulara verilecek cevaplarda aslında.

Harbiden,

Var mı bu sorulara bir defada hee siz, hı sız cevap verebilecek  bir babayiğit,

Yok!..

Dolayısıyla şu anda basın özgürlüğünden,

Hak ve hukukundan bahsetmek de abesle iştigaldir ülkemizde.

Misal;

Bir gazeteci gazetesin de iktidar sahiplerinin uygulamalarının sakatlığından,

Yanlışlığından,

Toplum zararına icraatlarından bir şeyler yazsa ve yayınlasa,

Başına gelmedik iş kalmaz o gazete ve gazetecinin…

Şurada şu oldu,

Burada bu oldu diye örnekleyerek lafı uzatmak istemiyorum,

Yaşanan olaylara herkes tanık,

Herkes şahit “Kör´ün tuttuğunu öptüğüne”

Herkes her şeyi biliyor,

Çünkü,

Artık kimse hiçbir şeyi saklamadan ayan beyan ortalık yerde sarıp sarmalıyor.

Babam rahmetlik derdi ki;

“Hiçbir mutluluk sürgit devam etmez sonsuza kadar. Elbet her şey gibi onun da bir sonu gelir. Tıpkı mutsuzlukta olduğu gibi…”

Şu anda bazılarına hayat çok kolay.

Ol diyor oluyor,

Gel diyor geliyor,

Yediği önünde,

Yemediği ardın da.

Bazıları ise cehennemin ortasın da!..

Ne rast giden bir işi var,

Ne ağzına aldığı lokmayı kesecek dişi,

Ne sesi-sebedi,

Ne onu duyacak,

Ne de duyuracak kimsesi var.

Yine babamın dediği gibi “ bön bön bakıp duruyor etrafına” biri bir merhem olsun da yaralarını sarsın!..

Bunu yapacak tek merci var en örgütlü toplumlarda bile,

Basın!..

Kelin tırnağı olsa başını kaşır misali,

Behzat Kürkçüden Adaylık Açıklaması Behzat Kürkçüden Adaylık Açıklaması

Yukarda ki sorulara  amasız, fakatsız cevap veremediğimiz sürece basının kendisine bile hayrı yok, olmaz da şimdilik ülkemizde.

Ama

Şimdilik!..